7 Ağustos 2007 Salı

Yaşar Kemal ve Manda

“Bölücünün adı aydın oldu” tartışmalarının yaşandığı bir ortamda “manda” ne anlama gelir?..
İnsanoğlunun “tanınma” duygusu, her insanda farklı biçimde dışa yansıyor.
Kimileri “sakinliği” yeğlerken, pek çok insan “beni herkes tanısın” diye yapmadık şey bırakmıyor.
Bu ikinci gruptakiler de tıpa tıp birbirine benzemiyor. Bu gruptakilerin bir cinsi var ki, “tanınmak” için elinden geleni yaparken, bu içgüdüsünün ayrımında bile değil. Nobel denen ödülü almak için bizdeki kimi yazarların içinde bulunduğu durum da bu. İhanete varacak düzeyde bir çaba.
Buna kısaca “aydın ihaneti” deniyor..

YAŞAR KEMAL BOŞALTIVERDİ...
En son Nadire İçkale’nin Ankara’daki İçkale Oteli’nde düzenlenen ve ön saflarda DTP ile İnsan Hakları Derneği’nin göründüğü “Türkiye Barışını Arıyor” toplantısında Yaşar Kemal’in sözleri “aydın ihanetini” yeniden hatırlamamıza yol açtı.
Aslında bu, AB sürecinde hiç unutulmayan bir durum ama yine de gündemin önüne geçti.
Müzmin (kronik, uzun süreli) Nobel “aday adayı” Yaşar Kemal, yıllardır biriktirdiklerini içinde tutamadı ve boşaltıverdi:
“Gerillanın adını terörist koyduk!”
Kim koymuş? Terör karşısında ayakta durma mücadelesi veren Cumhuriyet devleti.
Peki, yıllardır PKK’ya maddi ve siyasi destek veren ABD ve AB de onları “terörist” listesine almış mı?.. Almış.
Peki tam tersine bakalım.
Teröriste kim gerilla demiş?.. Yaşar Kemal gibi aydınlar!..
Diyor ki, “kavramlar anlam değiştirir.” Sen teröriste “gerilla” dedin de ne oldu?.. Senin gerillan neyi elde etti?..
Bütün dünya topunu tüfeğini toplayıp yardıma geldi de, ne elde edebildiniz?..

EŞKIYALIĞI KAHRAMANLAŞTIRAN AYDIN!..
Olan insanlarımıza oldu. Ağalık ve geri kalmışlık çarkında ezilenlere, hep birlikte göz yumup, bir tekme de sizler atmadınız mı?..
“İnce Memed” le eşkıyalığı kahramanlaştırmadınız mı, kendinizi de kahramanlaştırırken?..
Kitap yazmakla “aydın” olunmuyor.. Konferans vermekle “aydın” olunmuyor.. Ödül almakla “aydın” olunmuyor..
Aydın olmanın birinci ilkesi, yurdu ve ülkeyi sevmekten geçiyor!..
Magazinci “kuşum Aydın” kadar bile yurdunu sevmeyeceksin, ama “büyük aydın” olarak afra tafra ile gezeceksin..
İşte bu olmaz.. Olmuyor da.

MANDA OLMAK İSTEYENLER...
Türkiye’yi yabancıların mandası (sömürgesi) yapmak isteyenler, önce kendileri mandalaşıyor, sömürülüyor..
“Gel beni kullan, çöpe atma” mantığı ile kendisini sömürtenlerin sözde aydın geçindiği bir ülkede, mandacılığın en büyük düşmanı Atatürk’e bile açıktan saldırılar yapılıyor.
En son ortaya atılan çirkin iddia, “Atatürk’ün kendisinin mandacı olduğu!..”
Bunu sözde tarih bilgileri ile “bilimsel” kılıfa sokarak topluma servis yapanlar. Atatürk’ün Sivas Kongresi’nde Amerikan mandasını savunduğunu ve bu amaçla da Amerikalı General Harbord ile görüştüğünü yazıyorlar.
Atatürk “sömürgeciliği” savunsaydı bundan büyük mutluluk duyarak rahatlayacak olan kişileri anlamak mümkün değil.
Söylenecek çok “bilimsel söz” var ama, kısaca şunu belirtelim. Aydın olma iddiasıyla ortaya çıkmadan önce, insan, Sivas Kongresi zabıtlarını ve o dönemi bir okur.
Ben okudum.
Artık ucuna geldim. Yakında çıkacak olan “İşgal” adlı kitabımda bu ve benzeri iddiaların “bilimsel” yanıtını veriyorum.
Mandacılar için de, gerçekleri görecekleri bir “el kitabı” olacak.
Gerçek kahramanlığın ne ve gerçek kahramanların kim olduğunu öğrenmek için...

Hulki CEVİZOĞLU
hulkicevizoglu@cevizkabugu.com.tr

Kaynak:
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=87&ArticleID=39...

Hiç yorum yok:

Template Design | Elque 2007

eXTReMe Tracker